Bulgaristan Türkleri, soyları Osmanlı İmparatorluğu döneminden itibaren iskan politikası ile Balkanlar'a göç etmiş Türklerden[13] ve başka bir Türk kavmi olan Ön Bulgarlardan gelen, günümüzde Bulgaristan topraklarında yaşayan Türklerdir.[14] 2021 yılında[15] 514,836 Türk asıllı Bulgaristan vatandaşı vardır ve bu da onları ülkenin en büyük etnik azınlığı yapmaktadır. Bulgaristan Türkleri aynı zamanda Balkanlar'daki en büyük Türk nüfusunu oluşturmaktadır. Genel olarak güneydeki Kırcaali ilinde ve kuzeydoğudaki Şumnu, Silistre, Razgrad ve Eski Cuma illerinde yaşarlar.
Tarih
Bulgaristan'daki Türkler, Oğuzların ve Kıpçakların[16][17] soyundan gelmektedirler. Oğuz Türkleri, Anadolu üzerinden ve çoklukla Osmanlı devrinde o bölgeye geçen Türklerdir.[18] Kıpçak Türkleri ise bölgeye Proto-Bulgarlar olarak gelmiştir.[19]
Bulgaristan ile Osmanlı arasındaki gerilim 1900'lerden itibaren yükselerek artmış ve Birinci Balkan Harbinden sonra ırkçılık baş göstermeye başlamıştır. 1944 yılında Bulgar Komünist Partisinin iktidara gelmesinin ardından, 1951 yılında Türk azınlık üzerinde baskılar hayli artmıştır. 1956 yılında çıkarılan "Tek Millet Kararı (Edinna Natsiya)" ile Türk azınlığın Bulgar halkı ile entegrasyon sorunu olduğu ve bu entegrasyonun sağlanması amacıyla azınlıkların Bulgar isimlerini benimsemesi, Bulgar örf ve adetleri ile yaşaması hedeflenmiştir. Bu kapsamda, belirli dönemlerde yaşanan göçler ile Türk azınlık nüfusu büyük oranda azaltılmış, kalan nüfus ise baskılar kapsamında asimile edilmeye çalışılmıştır.[20]
Aralık 1984'te baskılar yeni bir seviyeye yükseldi. Türk azınlığın yoğun olarak yaşadıkları köylere ani baskınlar düzenlendi. Bu baskınlarda Türklerin isimleri zorla değiştirilmeye çalışıldı. Bunun yanında anadilde konuşmanın yasaklanması başta olmak üzere, ibadethanelerin kapatılması, cenaze veya sünnet gibi dini vecibelerin yerine getirilmesi konularında getirilen kısıtlamalar ile birçok insan hakları ihlali yaşandı. Türk azınlık bu baskılara karşı direndi fakat birçok Türk köyünde işkenceler ile vatandaşlara zorla Bulgarca isimler verildi.[21]
Baskıların ve insan hakları ihlallerinin artmasıyla birlikte Türk azınlığın direnişleri de hızlanmaya başladı. Bu direnişlerinden en çok ses getireni, 24 Aralık 1984 tarihinde Kırcaali ilinin Eğridere ilçesinin Sütkesiği kazasında yaşandı. Civar köylerden katılan binlerce insan, bu insan hakları ihlallerine karşı büyük bir yürüyüş ve eylem düzenledi. Türk azınlığın barışçıl eylemlerine karşı asker ve polisin aldığı sert tavır neticesinde onlarca Türk yaralandı. Bu olayın ertesi günlerde basına yansıması ile Bulgaristan'ın çeşitli bölgelerinde eylemler artmaya başladı. Yine o günlerde Kırcaali'nin Killi ve Mestanlı ilçelerinde de eylemler düzenlendi. Killi ilçesindeki olaylarda henüz 18 aylık Türkan bebek hayatını kaybetti.[22] Daha sonra eylemler Bulgaristan'ın diğer illerine de sıçradı ve bu eylemlerle Türk azınlık sesini duyurmaya çalıştı.[21]
Büyüyen olaylar karşısında çaresiz kalan iktidar 27 Aralık 1984 tarihinde olaylarda başı çeken gençleri ve aydınları gözaltına aldı. Bu gözaltılarda çok sayıda Türk Belene Kampı'na götürüldü. Belene Kampı'nda hapis yatan aydınlar çeşitli işkencelere maruz kaldılar. Asimilasyon kampanyası kapsamında Türkçe isimlerinden vazgeçmeleri ve kendilerine isnat edilen sözde suçları kabul etmeleri için baskılar gördüler.[23]
Olayların Bulgaristan'ın dışına taşarak Avrupa kamuoyuna yansıması sonucu, Belene Kampı 1987 yılında kapatıldı. Aydınlar Bulgaristan'ın çeşitli bölgelerine sürgüne gönderildi.[24]
1989 yılına kadar süren baskılar sonucu iktidar mahkûm olan Türkleri sınır dışı edeceğini bildirdi. Bu olay sonrası dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Turgut Özal'ın devreye girmesiyle Türkiye Cumhuriyeti sınır kapıları Türk mültecilere açıldı. 1989 yılında yaşanan bu göç olayı II. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da gerçekleşen en büyük göç olayı olarak tarihe geçti.[21] Haziran-Temmuz-Ağustos 1989 döneminde yoğunlaşan göç hareketi neticesinde bir yıl içinde 345 bin 960 kişi Türkiye'ye göçtü ve bu sayı 1990 yılı sonu itibarıyla 360 bine ulaştı.[25]
Ülkeyi terk eden Türklerin büyük çoğunluğu Türkiye başta olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerine yerleştiler fakat yaşadıkları bu trajediyi unutmadılar. Her yıl 24 Aralık günü Kırcaali ilinin Eğridere ilçesinin Sütkesiği kazasında gerçekleştirilen anma etkinlikleri bunlardan yalnızca biridir.[26]
Bulgaristan Türklerinden 300.000'den fazla kişinin göçüne sebep olan Jivkov rejiminin çöküşünden sonra yeni kurulan Bulgaristan hükûmeti 29 Aralık 1989'da Bulgaristan'daki Türklerin Türkçe adlarını alma özgürlüğünü, ibadeti yapma özgürlüğünü ve Türkçe konuşma hakkını tanımıştır.[27]
Nisan 2012'de Bulgaristan Parlamentosu 1987-1989 yıllarında Bulgaristan'da yapılmış olan Türk asimilasyonunu kınamıştır.
Din
Bulgaristan'daki Türklerin tamamına yakını Müslüman olup bunlar aynı Anadolu'da olduğu gibi Alevi ve Sünni olarak ikiye ayrılırlar. Sünniler tarikat tutmazlar, Aleviler ise çok sayıda ocak ve tarikata dağılmışlardır. Türk nüfus içinde Alevilerin oranı gayriresmî rakamlara göre %18-20 arası, resmî rakamlara göre ise %13'tür.
Alevilerin bu tarikat ya da onların deyimiyle sürekleri; Bektaşilik, Kızılbaşlık ve Bedreddiniliktir. Bektaşiler; Kızıldeli Sultan (Kırcaali-Gümülcine), Elmalı Baba (Kırcaali), Ali Koç Baba, Otman Baba ve Akyazılı Sultan ve Demir Baba (Deliorman) ocaklarına bağlıdırlar. Aleviler içerisinde "Alevi" terimi yaygın değildir. Kızılbaşlar, Bektaşiler ve Bektaşiliğin bazı kolları vardır fakat tüm bu gruplar Anadolu'da olduğu gibi Alevi çatısı altında birleşmiş değillerdir. 4 Aralık 1992'de yapılan nüfus sayımında ilk defa Aleviler ayrı bir grup olarak sayılmış ve 83.537 kişi kendini Alevi olarak tanımlamıştır.[29] Alevi teriminin yaygınlık oranı ve bazı Alevilerin kimliğini gizleme eğiliminde olduğu göz önünde bulundurulduğunda gerçek sayının biraz daha fazla olabileceği düşünülmektedir. Özellikle Razgrad, Rusçuk, Silistre ve Sliven illerinde Alevi nüfus yoğundur.
Nüfus
Özellikle 1989 göçü sonrası ülkedeki nüfus büyük oranda azalmıştır. Bu göç, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa'da yaşanan en büyük göç olarak tarihe geçmiştir.[23]
Bulgaristan'da başta Haskovo, Filibe, Kırcaali, Sofya, Razgrad, Şumnu, Eski Cuma, Silistre, Dobriç, Burgaz ve Rusçuk şehirleri olmak üzere birçok yerleşim bölgesinde Türkler yaşamaktadırlar. Bulgaristan'ın demografik durumu itibarıyla en son 2001'de yapılan etnik sayım üzerinden geçen süre içerisinde Bulgaristan nüfusu genel olarak düşmüş, Avrupa Birliğine girilmesi sebebiyle Batı Avrupa ülkelerine göç olmuştur. 1989 sürgünüyle Türkiye'ye gitmek zorunda kalan Türklerin yeniden Bulgaristan vatandaşlık haklarını almalarıyla gelen Türk göçü bu nüfus düşüşünü bir ölçüde frenlemiştir. Ülkedeki etnik Bulgar nüfus yaşlanmış olup nüfus artışı %0 ile -0,5 arasında seyrederken, Türk nüfusu geri dönüş ve nüfus artışıyla %0,5 ile 1 arasında bir oranda yükselmektedir.[kaynak belirtilmeli] Ayrıca, Roman azınlığın nüfus artış hızının Bulgar ve Türk nüfusundan daha yüksek olduğu bilinmektedir.
2001 nüfus sayımı
Bulgaristan'da 2001 yılında yapılan nüfus sayımı sonuçlarına göre, Türklerin toplam nüfusa oranının %20 ve üzerinde olduğu Bulgaristan idari birimleri şunlardır:[31]
- Kırcaali: 101.116
- Razgrad: 71.963
- Şumnu: 59.551
- Eski Cuma: 49.495
- Silistre: 48.761
Dil
Bulgaristan Türklerinin ana dili Türkçedir. Bulgaristan'da doğan Türkler Bulgarca da konuşur.
Göç
Türklerin Bulgaristan'dan Göçü, 1878-1994[30]
- Yıl Sayı Not
- 1878-1912 350.000[30] 93 Harbi, Balkan Savaşları
- 1923-33 101.507[30] 1933 Razgrad Olayları
- Eylül 1934 97.181[30] 1934 Balkan Antantı
- Eylül 1940 21.353[30] 1940 Craiova Anlaşması
- 1950 154.198[30] Kore Savaşı
- 1952-68 24[30]
- 1969-78 114.356[30]
- 1979-88 10[30]
- 1989 321.800[30] 150.000 kadarı 1990'larda Bulgaristan'a geri döndü.[30]
- 1991-92 50.000[30]
- 1993-94 70.000[30]
Bulgaristan'daki Türkçe başlıca olarak ikiye ayrılabilir: Kuzey Bulgaristan'da (Deliorman) ve Güney Bulgaristan'da (Kırcaali ve Rodop) konuşulan Türkçe.
Deliorman Ağzı
Deliorman ve Dobruca Türklerinin kökeni Celali İsyanlarından sonra gerçekleşen büyük Türkmen sürgününe dayanır. 16. yüzyılın başından itibaren Celali isyanlarının çıktığı Tokat, Yozgat, Sivas, Kırşehir, Maraş, Adana, Toros dağları, Mersin, Karaman civarından Deliorman ve Dobruca'ya yoğun bir Türkmen göçü (sürgün-iskan) olmuştur. Fakat bu Türkmenler Deliorman'a geldiklerinde Sarı Saltuk ile birlikte gelen Türklerle ve Kıpçak-Peçenek halkla karşılaşmışlar ve onlarla karışmışlardır. Deliorman'da ve Dobruca'da kullanılan Türkçe özellikle bu Orta Anadolu Türkmen ağızları ve Kıpçak şivesinin izlerini taşıyan bir ağızdır.
Deliorman-Dobruca yöresinde şimdiki zaman çekimlerinin farklı örnekleri:
1. tekil: Geliyerim, Geleerim, Geleerin, Geleem, Geliim, Geloorum, Geliyörüm
2. tekil: Geliyersin, Geleersin,Geleesin, Geliisin, Geloosun, Geliyörsün
3. tekil: Geliyeri, Geleeri, Gelee, Geliyi, Gelooru, Geliyörü
1. çoğul: Geliyeriz, Geleeriz, Geleez, Geliiz, Gelooruz, Geliyörüz
2. çoğul: Geliyersiniz, Geleersiniz,Geleesiniz, Geliisiniz, Geloorsun, Geliyörsün
3. çoğul: Geliyerlee, Geleerlee, Geleelee, Geliilee, Geloolar, Geliyörlar
Kelime sonlarındaki "r" ünsüzü düşme temayülü gösterir fakat örneklerde verilen son iki çekim Razgrad-Torlak yöresi ağzının çekimi olup buralarda "r" düşmez. Şimdiki zaman ekinde yuvarlak ünlü barındıran örnekler Razgrad-Torlak kazası ağzının özellikleridir. Bu yöre Türklerinin menşei günümüz Tokat, Amasya illerinin tümü ile Sivas ilinin merkez ilçesi ve Tokat'a sınır ilçelerinden iskan edilen Türkmen halk olup ağırlıklı olarak Çepni boyundan gelirler. Diğer örnekler ise, Razgrad (Torlak ilçesi hariç), Şumnu, Silistre, Rusçuk, H. Pazarcık ve Eskicuma illeri Türklerinin ağızlarıdır. Bu Türkler ağırlıklı olarak Oğuzların Avşar boyundan gelmektedirler. Menşeleri günümüz Niğde, Kırşehir, Maraş, Mersin, Adana, Antep, Halep, Malatya illeri ile Sivas'ın güney ilçelerinden iskan edilen Türkmenlerdir.
Güney Bulgaristan, Kırcaali Ağzı
Güney Bulgaristan'da Orta ve Güney Anadolu şivesi hakimdir. Konya, Kayseri, Sivas gibi illerle ortak ağza sahip olan Güney Bulgaristan çeşitli nedenlerle iskan ettirilen Avşar, Cerit ve Tecirli gibi Orta ve Güney Anadolu Türkmen aşiretlerinin yerleştiği bir bölgedir. Özellikle Avşar Türkmenleri Kahramanmaraş, Adana, Kayseri, Sivas, Karaman, Konya, Aksaray vb. illerden gelerek çoğunlukla Güney Bulgaristan'a yerleşmiştir.
Kırcaali ve çevresinde de aynı şekilde kullanılan Orta ve Güney Anadolu şivesinden örnekler:
"K" harfi "g" olarak telaffuz edilir.
Konya -> Gonya
Karaman -> Garaman
Kırcaali -> Gırcalı
"Y" ve "e" harfi bir araya geldiğinde "e" "i" olur.
Yemek -> Yimek
"yor" eki kısaca "yon" olarak telaffuz edilir.
Ne ediyorsun? -> N'ediyon?
Ne yapıyorsun? -> N'apiyon?
Bazı sessiz harflerden önce "i" harfi getirilir.
Ramazan -> Iramazan
Limon -> İlimon
---------------------------------------
|
|
Vikipedi, özgür ansiklopedi